Hipertansiyon
Tansiyon, damarlarda dolaşan kanın, damar duvarlarına yaptığı basınçtır. Diğer bir deyişle, dolaşım sistemini oluşturan atardamarların içindeki kanın yapmış olduğu basınçtır. Tansiyon genellikle tansiyon aletleri ölçülür ve bu aletlerdeki ölçüme göre, büyük ve küçük kan basıncı gösterilir. Burada ölçülen değerlerin 65 yaş altındaki kişiler için 140/90 mm Hg üzerinde olması; 65 yaş üzerindeki kişiler için ise 150/90 mm Hg üzerinde olması durumu, hipertansiyon olarak kabul edilir.
Hipertansiyon Nedir?
Hipertansiyon en basit tanımıyla, kan basıncının normalden daha fazla olması durumudur. Genellikle yaşlılık hastalığı olarak hipertansiyon, gençlerde de görülmeye başlamıştır. Türkiye’de her 5 veya 6 kişiden birinde hipertansiyon hastalığına rastlanılmaktadır. Yapılan son araştırmalara göre ise her 4 gençten 1’inde hipertansiyon hastalığının var olduğu görülmüştür. 70 yaş ve üzerindeki vatandaşlara göre yapılan çalışmalarda ise bu yaş aralığındaki kişilerin %60’ında hipertansiyon tespit edilmiştir. Yaşça büyük kişilerde atardamarların değişimleri nedeniyle tansiyon belirtilerinin görülmesi normal karşılaşmaktadır. Fakat genç insanlar için bu durum daha tehlikelidir ve normal değildir. Genç hastaların mutlaka nefroloji bölümüne gitmesi ve bu hastalarda hipertansiyona neden olan sebeplerin araştırılması gerekmektedir. Genç yaşlarda hipertansiyona sahip olan kişilerde genellikle diyabet, böbrek ve böbrek damarlarına bağlı hastalıklar, uyku apnesi veya böbreküstü bezlerinden kaynaklı meydana gelen hormonal bozukluklar gibi başka hastalıklara dayanan bir hipertansiyon oluşumu gözlemlenir.
Hipertansiyon Nedenleri
Hipertansiyon hastalığı, %95 ve üzeri bir olasılık ile genetik faktörlerle birlikte hipertansiyon oluşumuna neden olan birkaç faktörün bir araya gelmesiyle oluşurken; %3 ile %5 arasındaki bir oranla ise hormon hastalıkları, damar veya böbrek hastalıkları ile oluşmaktadır. Hipertansiyonun hangi nedenlerden ötürü oluştuğunu anlamak ve hangi aşamada olduğunu öğrenmek için mutlaka doktora başvurmak gerekir. Hipertansiyon oluşumuna sebebiyet veren faktörler, değiştirilemez faktörler ve değiştirilebilir faktörler olarak 2 grupta incelemektedir.
Hipertansiyon Oluşumuna Sebebiyet Veren Değiştirilmez Nedenler;
- Kalıtım
Aile geçmişinde hipertansiyona rastlanan kişilerde, hipertansiyon görülme olasılığı oldukça yüksektir. Ancak, hipertansiyon hastalığına sahip birinin yakınlarında illaki hipertansiyon görülebilir diye bir durum söz konusu değildir. Bu durum, sadece yatkınlık olmasına sebebiyet verir.
- Yaş
Hipertansiyon hastalığı genellikle 35 ile 50 yaş arasında görülen bir hastalıktır. Yaş ilerledikçe kişilerin hareketlilik oranının azalması, atardamar yapılarında meydana gelen değişimler gibi nedenlerden ötürü yaşlı insanlarda tansiyon hastalığı ile karşılaşma ihtimali daha fazla artmaktadır.
- Cinsiyet
Cinsiyet faktörünün etkilenmesinde yaşın da payı oldukça yüksektir. Yapılan araştırmalara göre, hipertansiyon hastalarının cinsiyetler üzerindeki dağılımı, yaşa göre değişmektedir. 50 yaşın altındaki kişilerde erkeklerin hipertansiyon olma olasılığı daha yüksekken; 50 yaş ve üzeri kişilerde kadınların hipertansiyon olma olasılığının daha yüksek olduğu görülmüştür.
- Şeker Hastalığı
Şeker hastası olan kişilerin, şeker hastası olmayan kişilere göre hipertansiyon olma ihtimali daha yüksektir. Şeker hastası da olan hipertansiyon hastalarının, kan basıncını normal seviyede tutmaya daha fazla özen göstermesi gerekmektedir. Şeker hastalarında normal olarak belirlenen tansiyon seviyesi ise 130/80 mm Hg’nin altındadır.
- Kronik Böbrek Yetmezliği
Hipertansiyon Oluşumuna Sebebiyet Veren Değiştirebilir Nedenler;
- Şişmanlık
Yapılan araştırmalara göre fazla kiloya sahip kişilerde, kiloları nedeniyle kan basınçlarında meydana gelen değişimlerin hipertansiyona zemin hazırlandığı gözlemlenmiştir. Bu nedenle, bu kişilerin fazla kilolarından arınması, vücutlarındaki kan basıncı seviyesini normale çevirmektedir.
- Sigara
Sigara, hipertansiyona sebebiyet verebilen diğer faktörler ile bir araya geldiğinde, hastanın hipertansiyon olma riskini arttıran bir etmendir. Ayrıca, hipertansiyonun damarlar üzerindeki zararlı etkilerini de hızlandırmaktadır.
- Tuz
Tuz, kan basıncının hızlı ve fazla yükselmesine neden olan başlıca faktörlerden biridir.
- Stres
İnsan vücudundaki kan basıncı birçok faktöre göre değişkenlik göstermektedir. Stres de bu faktörlerin başında gelmektedir. Aşırı stres, hipertansiyonun oluşumu için zemin hazırlamaktadır.
- Hareketsizlik
Düzenli spor yapan kişilerde, kan basıncını kontrol altına almak daha kolaydır. Hareketsiz olan kişilerde ise tam tersi geçerlidir.
- Fazla alkol
Aşırı alkol tüketimi, damar sağlığı açısından olumsuz etkilere sahiptir. Bu durum, özellikle kadınlarda ve zayıf olan insanlarda daha etkilidir. Normal kiloya sahip erkekler için günlük alkol kullanımı, en fazla 60 ml rakı, votka veya viski, 720 ml bira veya 300 ml şarap olmalıdır.
- Lipid/Kolesterol Yüksekliği
Hipertansiyon Belirtileri Nelerdir?
Halk arasında ‘’gizli katil’’ olarak da isimlendirilen hipertansiyon, yıllarca hiçbir belirti göstermeden ilerleyebilir. Yıllarca belirti göstermeden insan vücudunda ilerlemeye devam eden hipertansiyon, zaman içerisinde beyin, kalp, böbrek gibi hayati organlarda ciddi hastalıklara neden olabilir. Uzun süre damarlara uyguladığı basınç nedeniyle damar tıkanıkları, damar genişlemesi veya damar yırtılmasına yol açabilir veya kan akışında meydana gelen bozulma nedeniyle organ yetmezliklerine neden olabilir. En sık rastlanan hipertansiyon belirtileri;
- Baş dönmesi
- Baş ağrısı
- Halsizlik
- Görme problemleri
- Yorgunluk
- Çarpıntı
- Nefes darlığı
- Burun Kanaması
- Göğüs ağrısı
- Sık idrara çıkma
- Kulaklarda çınlama
- Vücutta ödem olarak görülür.
Hipertansiyonun erken teşhis edilmesi çok önemli olduğu için bu belirtilerden birkaç tanesine sahip olan kişilerin doktora başvurması gerekmektedir.
Hipertansiyon Hastaları Hangi Bölüme Başvurmalıdır?
Hipertansiyon hastalığı için ilk olarak kardiyoloji ve dahiliye bölümlerine başvurabilirler.
Hipertansiyon Tanı Yöntemleri Nelerdir?
Hipertansiyon tanısı konulması için uygun şartlarda yapılan düzenli tansiyon kontrolleri gerekmektedir. En az 5’er dakika ara verilerek ve her iki koldan ölçüm yapılır ve hipertansiyon tanısı konulur. Bu ölçümlerin yapılabilmesi için en az 1 saat öncesinde çay, kahve veya sigara gibi şeyler tüketilmemelidir. Nadir de olsa bazı durumlarda, hastanın hipertansiyonu olmasa bile hastane ortamında tansiyonu yüksek çıkabilmektedir. Buna, ‘’Beyaz Önlük Hipertansiyonu’’ denilmektedir. Devamında yapılan tansiyon takipleri neticesinde durum netleştirilir.
Bazı hastalarda ise hipertansiyon olmasına rağmen, çok nadirde de olsa kan değerleri normal çıkabilir. Bu tarz hastalar için damar içine girilen ve doğrudan basınç uygulanan testler yapılmaktadır.
Kimler Hipertansiyon Riski Altındadır?
- 60 yaş üzerinde olanlar
- Sigara içenler
- Fazla kilolular
- Genetik yatkınlığı olanlar
- Aşırı stres altında olanlar
- Erkekler ve menopoz sonrası kadınlar
- Diyabet ve lipit bozuklukları saptananlar
- Fazla tuz tüketimi yapanlar
- Aile geçmişlerinde böbrek hastalıkları, kalp, damar ve beyin hastalığı, diyabet olanlar
- Hareketsiz kalanlar veya düzensiz fiziksel aktivelerde bulununlar
Hipertansiyon Tedavisi
Hipertansiyon hastaları için erken tanı oldukça önemlidir. Erken tanı konulmayan hastalarda hipertansiyondan kaynaklı olarak kalp krizi, felç veya görme kaybı gibi çok ciddi rahatsızlıklar görülebilir.
Hipertansiyon tanısını konulduktan sonra kişideki hipertansiyon seviyesine göre farklı tedavi programları uygulanır. En başta, kişinin günlük yaşam tarzında değiştirmesi gereken bazı faktörler olur. Örneğin; tansiyona en fazla etki eden unsurlardan biri tuz olduğu için tuz tüketimi mutlaka azaltılır ve beraberinde düzenli spor önerilir. Bunların yanı sıra, sağlıksız olan yiyecekler listelenerek yasaklı besinler arasında yerini alır. Sigara ve alkol gibi alışkanlıkların terkedilmesi önerilir. Yoğun stres altında yaşayan bireyler için gerekli görüldüğü takdirde psikolojik destek sağlanır. Hastalığın ilerlediği kişilere ise ilaç tedavisi uygulanır. Bu kişiler, uzun soluklu bir tedavi döneme girerler. Hatta bazıları için tedavi ömür boyu sürebilir.
İlaç tedavisine gerek görülen hastalar, hipertansiyon tedavisi boyunca her muayeneye gittiğinde, belli tahliller yaptırmak zorunda kalır ancak, bu tahlillerin hastalara hiçbir zararı yoktur. Tedavinin gidişatını ölçmek için yaptırılır.
Hipertansiyon Hastalarının Ortak Özellikleri
Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de görülen hipertansiyon oranının %30 ile %40 arasında değiştiği gözlemlenmiştir. Yani, ortalama olarak Türkiye’de her üç kişiden biri hipertansiyon hastasıdır. Türkiye’de hipertansiyon hastalığı kadınlarda daha fazla görülmektedir ve hipertansiyon olan kişilerin %70’i aşırı kiloludur. Bu kişilere tedaviyle birlikte diyet uygulaması da yaptırılarak kilo verilmesi sağlanır. Böylelikle, hastaların kan basınçlarında da azalma gözlemlenir. Hipertansiyon hastalarında mutlaka böbrekler az veya çok zarar görmüş durumdadır. Eğer erken tanı konulursa, böbreklerdeki bu hasarın giderilmesi için de ayrıca tedavi uygulanmaktadır.
Hipertansiyon Hastalarının Dikkat Etmesi Gereken Hususlar
- Tanısı konulan ve ilaç tedavisi gören hipertansiyon hastalarının mutlaka ilaçlarını düzenli ve devamlı bir şekilde kullanması gerekir.
- Belirli aralıklar belirleyerek, tansiyon ölçümlerini yapmaları gerekir.
- Doktorun verdiği tavsiyeler doğrultusunda özel bir beslenme sistemi uygulanmalıdır.
- Doktor kontrolleri aksatılmamalıdır.
- Düzenli spor veya aktiviteler yapılmalıdır.
- Tuz tüketimi azaltılmalıdır.