Safra kesesi karaciğerin alt kısmında yer alır; başlıca görevi karaciğerden salgılanan safrayı yoğunlaştırarak depolayıp, sindirim için oniki parmak bağırsağına boşaltmaktır. Safranın görevi yağlı gıdaların sindirimini sağlamaktır.
Safra kesesi yaşamsal bir organ değildir. Taş ile dolduğunda veya iltihaplandığında cerrahi girişim ile çıkarılması önemli bir sağlık problemine yol açmaz.
Safra kesesi taşları nasıl oluşuyor?
Safra kesesi taşları, safranın kimyasal yapısındaki dengesizlikler sonucu oluşur. Safra kesesi yeterli boşalmıyorsa, safra yoğunlaşır ve taş oluşumuna zemin hazırlar. Safra yoğunluğunun artması, safra yolu tıkanıklıkları, genetik yatkınlık ve bazı kan hastalıkları en önemli faktörlerdir. Safra kesesinde tek taş olabileceği gibi, sayının yüzlere ulaştığı durumlar da vardır.
Kesedeki küçük taşlar ana safra kanalına düşüp burada tıkanıklığa yol açarak “tıkanma sarılığı” tablosuna sebep verebilir. Safra bağırsağa akamaz, safra pigmenti kana karışarak “sarılık” adı verilen tablo ortaya çıkar. Deri ve göz akı sarı bir renk alır. Ayrıca ana safra kanalının alt ucunda pankreas bezine ait kanalın tıkaması sonucu “Akut pankreatit” denilen pankreas iltihabı gelişebilir.
Kimler risk grubunu oluşturuyor?
Ortalama her 10 erişkinden birinde safra kesesi taşı mevcuttur. 60 yaşından sonra erkeklerin %10-15’inde, kadınların ise %30-40’ında safra kesesi taşı oluşuyor. Aşağıda belirtilen risk grubundaki kişilerde safra kesesinde taş görülme oranı daha fazladır.
– 40 yaşın üzerinde olmak
– Kadınlar (özellikle fazla kilolu, beyaz tenli, sarışın, çok doğum yapmış kadınlar)
– Ailede safra taşı şikayeti bulunanlar
– Kısa zamanda çok kilo verenler
– Bazı kan hastalıkları (herediter sferositoz, orak hücreli anemi, talasemi, v.s)
İki türlü taş var
Kolesterol taşları: Safra taşlarının çoğu kolesterol taşıdır. Karaciğerin fazlaca kolesterol salgıladığı durumlarda, önce kristaller, ardından da taşlara oluşabilir.
Pigment (Bilirubin) taşları: Bilirubin, kırmızı kan hücrelerinin parçalanması sonucu üretilen bir kimyasaldır. Çeşitli rahatsızlıklardan dolayı kimi zaman karaciğer normalin üzerinde bilirubin üretir. Bilirubin fazlası safra taşı oluşumunda etkili olur.
Safra taşlarının belirtileri nelerdir?
Safra kesesi taşı olanların büyük çoğunluğunda belirgin bir şikayet yoktur. Taşların çoğu yapılan tetkikler sonucunda tesadüfen saptanırlar. Safra kesesi taşlarının en önemli bulgusu, karnın sağ üst kısmında oluşan, sırta ve sağ omuza yayılan ağrıdır. Ağrı, ağır ve yağlı bir yemekten 1-2 saat sonra başlayıp genelde birkaç saat sürer. Bulantı ve kusma eşlik edebilir. Ağrının en önemli özelliği, şiddetinin yavaş yavaş artması ve belli bir düzeye ulaştıktan sonra hafifleyip azalmasıdır. Ağrıya ateş, üşüme-titreme ve sarılık gibi belirtiler eşlik ediyorsa taşın safra kesesinden safra yoluna düştüğü, safra kanallarının iltihaplandığı düşünülür.
Akut Kolesistit: Sıklıkla safra kesesi taşlarının neden olduğu bir hastalıktır. Safra kesesi taşları kesenin çıkışını tıkayarak içeriğinin boşalamamasına yol açar, böylece “kolesistit” adını verdiğimiz iltihaplanmaya yol açabilir. Karnın sağ üst kısmında ani gelişen, şiddetli ağrı vardır, ateş, bulantı ve kusma da eşlik edebilir. Bu olgularda safra kesenin delinmesi, safra kanalına ya da barsağa açılması gibi tehlikeli komplikasyonlar gelişebilir.
Kronik Kolesistit: Safra kesesi gereği gibi çalışamaz hale gelir. Hastanın karnında özellikle yemeklerden sonra gaz ve şişkinlik vardır. Ayrıca sağ taraftan başlayıp, kaburgaların altına kadar yayılan bir ağrı görülür.
Safra taşlarının tanısı nasıl konur?
Safra kesesi taşlarının tanısı kolaydır. Hastanın öyküsü, fizik muayenesi ve ultrasonografi ile tanı kolayca konulur.
Safra taşlarının tedavisi nasıldır?
Şikayet yapmayan safra kesesi taşlarında cerrahi girişime gerek yoktur. Bu hastalarda semptom gelişme ihtimali yaklaşık %10 civarındadır; dolayısı ile hastalar bu konuda bilgilendirilerek, komplikasyonlara karşı uyarılarak takip edilebilir. Şikayete yol açan safra kesesi taşı olgularına ameliyat önerilir. Son yıllarda iyice yaygınlaşan, laparoskopik cerrahi olarak da bilinen kapalı ameliyatlar ile hastalar birkaç gün içinde normal günlük aktivitelerine başlayabilirler. Karın duvarında büyük bir kesi olmadığından hastanın iyileşmesi çok hızlı olmaktadır.
SAFRA KESESİ POLİPLERİ:
Safra kesesinin iyi huylu tümörleridir, nadiren kanserleşebilirler. Özellikle 1 cm’den büyük poliplerde, çok sayıdaki poliplerde veya yapılan takiplerde hızla büyüme gösteren poliplerde risk daha fazladır. Bu durumlarda cerrahi girişim uygulanır